Prof. Dr. Cem Mat’a sorduk, cilt (deri) kanserinin belirtileri nelerdir?
Deri kanseri, deri dokularından kaynaklanan bir kanserdir. Temel olarak 3 tipi vardır. Deriye rengini veren melanosit hücrelerinden kaynaklanan tip malign melanomadır. Bazal hücrelerden kaynaklanan kanserler, bazal hücreli karsinomalardır. Derinin dış tabakasındaki yassı hücrelerden kaynaklanan kanserler yassı hücreli karsinomalardır. Deri kanserleri ileri yaşlarda, güneş ışığına maruz kalan bölgelerde veya bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde ortaya çıkabilir. Deri kanserleri en çok görülen kanser türüdür. Deri kanserinin en sık rastlanan türü bazal hücreli kanserlerdir. Bu tip deri kanserleri yavaş büyürler, nadiren yayılım yaparlar. Bazal hücreli kanserlerin neredeyse yarısında beş yıl içinde yeni cilt kanseri görülebilmektedir. Yassı hücreli kanserler ise sıklıkla cildin hemen altındaki yağ dokusuna yayılma eğilimindedir ve nadiren de olsa lenf nodlarına ve vücudun uzak bölgelerine yayılabilir. Bunlar melanom dışı kanserlerdir. Melanomlar ise daha nadir görülen cilt kanserleridir, melanom dışı kanserlerin vücudun diğer bölgelerine yayılımı çok nadirken, melanomlar sıklıkla çevre dokuya ve vücudun diğer bölgelerine yayılır.

Deri kanserleri çok çeşitli belirtilerle kendini gösterebilir. Deri kanserleri çok büyük boyuta ulaşmadıkça ve ileri evreye gelmedikçe genellikle belirti ve bulgu vermezler. Deri kanserleri ancak çok büyük boyutlara ulaştığında kanama ve ağrıya neden olabilir. En sık görülen uyarıcı belirti, deri yüzeyinde bir değişiklik görülmesidir. Deride yeni ortaya çıkan ve hızlı büyüyen lezyonlar, var olan benlerin dış görünüşünde değişme, kanama, kaşınma gibi belirtilerin ortaya çıkması melanom tipi deri kanserleri için uyarıcı belirtiler olabilir. Hastaların vücutlarındaki benlerin yerlerini, sayılarını ve boyutlarını bilmeleri oldukça önemlidir. Melanomlar normal deri üzerinde oluşabileceği gibi, var olan benlerden de gelişebilir. Varolan bende büyüme, şeklinin veya renginin değişmesi, kanaması uyarıcı işaretlerdir. Normal deri üzerinde aniden ortaya çıkıp, hızla büyüyen lezyonlar da melanom yönünden şüphe uyandırır. El ve ayak tırnaklarında koyu renkli çizgilenmeler de melanom açısından uyarıcıdır. Deri üzerinde uzun süredir olan iyileşmeyen iltihaplı lezyonlar ve kronik yaralar ise melanom dışı deri kanserleri açısından önem taşımaktadır. Melanom dışı deri kanserlerinden en sık görülen bazal hücreli kanserlerdir. Bazal hücreli ve skuamöz hücreli karsinomlar daha çok güneş gören deri bölgelerinde bulunur. Uzun süre iyileşmeyen, deri rengi veya üzeri kabuklu yaralar bu kanserin öncüsü olabilir.

Cilt kanserinden korunmak için neler yapmalıyız?
Deri kanseri için risk faktörlerinin başında derinin rengi ve güneş ışınlarına maruz kalma gelir. Deri tipleri Fitzpatrick sınıflamasına göre 6 çeşittir.

Bu skaladaki özellikle tip 1 ve tip 2 deri tipine sahip, çok açık tenli, sarışın veya kızıl saçlı kişilerde deri kanserine yakalanma riski belirgin oranda artmıştır. Doğal güneş ışınlarından başka, yapay solaryum cihazları veya tedavi amaçlı kullanılan ultraviyole ışınlar da deri kanseri riskini artırır. Dolayısıyla güneş ışınlarından etkili bir şekilde korunma, deri kanseri riskini azaltmada önemli bir önlemdir. Yine derideki yanık veya yara izleri, arsenik ve benzeri çeşitli kimyasallara maruz kalmak, bağışıklık sistemini baskılayan ilaç tedavileri de risk faktörlerindendir. Yaşla birlikte de deri kanserinin görülme sıklığı artar. Bunun bir nedeni de yaşla birlikte güneş ışığına maruziyet süresinin artması olabilir. Nadir görülen kalıtsal bir hastalık olan kseroderma pigmentozumda derinin güneş ışığına bağlı hasarı tamir edilebilme kapasitesi azalır. Bu bireylerde çocukluk çağında bile cilt kanserleri görülebilir. Sigara içmek de deri kanseri riskini artırmaktadır. Bazal hücreli ve yassı hücreli kanserler tam olarak önlenememekle birlikte kansere yakalanma riski azaltılabilir. Melanom dışı cilt kanseri riskini azaltmanın en iyi yolu güneş ışığına maruz kalmamaktır. Bunun için güneşin yeryüzüne dik ulaştığı yaz ayları ve öğle saatlerinde açık alanlarda güneşe maruz kalmaktan kaçınılmalıdır. 50 faktör ve üzeri güneş koruyucular, güneşe çıkmadan yarım saat önce derinin açıkta kalan tüm bölgelerine uygulanmalı ve her 2 saatte bir tekrarlanmalıdır. Yine ultraviyole filtreye sahip kıyafet, şapka ve gözlükler kullanılmalıdır. Güneş korumasının yanı sıra, vücuttaki tüm benlerin, yılda bir kez dermatolog tarafından kontrol edilmesi uygundur. Bu benlerin fotoğraf ile kayıt altına alınması, değişimlerin takibini kolaylaştırır. Yine kişinin kendi kendini muayenesi de, yeni çıkan lezyonlar açısından oldukça önemlidir. Bunun için kişinin bir boy aynası önünde çıplak iken kendini gözlemesidir. Yani çıkan bir belirti veya yara olduğunda hekime başvurması önerilir.

Sağlıklı bir cilt nasıldır ve cilt sağlığı için tavsiyeleriniz nelerdir?
Deri insanın en büyük ve en çok görülen organıdır. İç organları korur, vücut sıcaklığını sabit tutar ve kişinin genel sağlık durumunun dışa vurumu olarak görülür. Kişinin stres ve psikososyal sorunlar yaşaması, deri sağlığını ve saç, tırnak gibi deri eklerinin sağlığını negatif yönde etkiler.

Kozmetik malzemeleri alırken nelere dikkat etmemiz gerekir?
Kozmetik malzemeleri alırken maddelerin içeriğindeki dermoaktif bileşiklere özellikle dikkat edilmelidir. Örnek olarak mineral yağların yoğunlukta bulunduğu ürünler komedon ve akne oluşumuna yol açabilir. Kırışık azaltılması veya cilt gençleştirilmesi amacıyla kullanılan ürünler daha çok retinol ve C vitamini içermelidir. Kozmetikler aktif bileşenlerine göre çeşitli gruplara ayrılır. Antioksidanlar serbest radikallerin zararlı etkilerini azaltır. Serbest radikaller deri hücre hasarına yol açarak, güneşin zararlı etkilerini artırır ve kanser oluşumuna sebep olur. Peptidler ise kollajen üretimini artırarak deriyi kalınlaştırır. Büyüme faktörleri hücresel arası iletişimi sağlar ve yeni hücre ve kan damarı yapımını kolaylaştırır. Yeni çıkan ürünler daha çok kombinasyon şeklindedir. Bu tip bileşikler birden çok antioksidanla beraber retinol veya büyüme faktörü ve C vitamini içerebilir. Bu maddelerin tek başlarına etkileri araştırılmıştır ancak kombinasyonlardaki etkinlikleri ile ilgili kesin bilgiler yoktur. Kullanıcılar arasında doğal veya organik içeriklere sahip ürünlerin sentetiklere oranla daha güvenli olduğuna dair bir inanış olmasına rağmen, bunu destekleyecek herhangi bir tıbbi data bulunmamaktadır.

Organik etiketli ürünler, sentetik ürünlere göre daha az test edilmiş ve incelenmiştir. Birçok bileşik doğal bulundukları haldeki formları ile ürünlerin içeriğinde kullanılamamaktadır ve krem ve benzeri ürünlerin içine koyulmadan önce kimyasal olarak değiştirilmeleri gerekir. Bu tip sentetik ürünler daha geç bozulur, deriye daha güçlü şekilde etki eder ve etkileri daha uzun sürer. Bir ürünün etkili olduğunu anlamak için, ne tür testlerden geçirildiği ve içeriğinde hangi aktif maddenin olduğu sorgulanmalıdır. Genel olarak bakıldığında, gündüz kullanım ürünlerinin içinde güneş koruyucular mutlaka bulunmalıdır. Yine antioksidanlar da güneşin zararlı etkilerinden koruyucu özellikleri olduğundan gündüz kullanıma uygundur. Gece kullanılan ürünlerde ise retinoid, peptid veya büyüme faktörleri olabilir.