Senem Ekin Şen’le Yoga Üzerine

Senem Hanım, kaç yıldır yoga eğitimi veriyorsunuz?

Senem Ekin Şen: 2006 yılından beri yoga hocasıyım. Eğitimlerimin çoğunu Kanada’da aldım ve orada yaşarken bu işe merak sardım. 2011 yılında da Türkiye’ye dönüş
yaptım. Yogayı burada da paylaşmaya devam etmek istedim tabii.

Yoga hayatınıza nasıl girdi?

Skolyoz ameliyatı olmuştum ve sonrasında sırt ağrılarım vardı. Sırt ağrılarımın yönetimi için bir yol arıyordum. Yüzdüm, spor yaptım, birçok farklı yol denedim. Bir gün birisi “yogayı dene, çok farklı bir şey” dedi. O zamana kadar yogaya bir önyargım vardı, bana bir tarikat gibi geliyordu. Çok esnek olmak gerekiyor muydu? Arkadaşım hiç öyle bir
şey değil dedi. Skolyoz için sırt kaslarının çok güçlü olması önemliydi ve denedim. İlk derste o derin gevşemede hayatım değişti. İlk 2004 yılında Kanada’da deneyimledim ve gerçekten hayatım değişti. Ameliyattan sonra tuttuğum, sıktığım gerginlikler o derin gevşemede bırakıldı. Nefesle çalışmak çok etkili. Bir derste bile dönüştürücü etkisini hissedersiniz.

Yogada beden, ruh ve zihin üçlüsüne hitap eden yöntemler var diye biliyorum. Yani hepsine birden etki eden binlerce yıllık duruşlar, hareketler, nefes teknikleri…
Kesinlikle! Hepsini dengeliyor, hepsine hitap ediyor. Sadece beden için değil. Bir bakıyorsunuz, bedeninizle birlikte ruhunuzda da bir arınma olmuş, hepsi birbirine bağlı. Asla tek başına ele alamazsınız.

Pek çok yoga türü var, hatha, ashtanga yoga gibi… Sizin Kozyatağı Acıbadem Hastanesi’nde uyguladığınız yöntem hangisi?
Burada klasik hatha yoga yapıyoruz.

Katılımcılarınızda ortak bir kanser hikâyesi var değil mi?
Evet; ya ameliyatını olmuş, artık bitmiş ya da hala kemoterapi veya radyoterapi görüyorlar. Öncesinde herkesle tanışıyorum ve sohbet ediyoruz. Ameliyatlarını sağ mı sol taraftan mı olduklarını, doktorlarının önerilerini soruyorum. Gelen kişiler meme ca geçirmiş kişiler. Kollara, omuzlara çok ağırlık koymuyorum mesela. Lenf dolaşımını tetikleyici hareketler koyuyorum. Tekrar bütünsel bir şekilde bedenlerini kuvvetlendirmelerine yardımcı olmaya çalışıyorum.

Dersler haftada kaç saat sürüyor?
Cumartesileri 11.00-12.00 arasında bir saat sürüyor. Daha fazla yapar mıyız diye soruyor katılımcılar. 55-60 yaşında öğrencilerim de var ve hepsi çok faydasını görüyorlar.

Evet, o yaşlarda olduklarını tahmin ettiğim ve çok esnek vücuda sahip katılımcılarınızın olduğunu gördüm ders sırasında.
Evet ama bazı hareketleri yaparken sınırlı hareket eden katılımcılar da var. Doğrusunu yapamıyorsan eksiksin gibi bir duyguyu kimseye yaşatmak istemem. Nefese de dikkat etmeden yaşıyoruz, doğru nefes almayı unutuyoruz. O kadar yoğunuz ki…Zihin o kadar meşgul oluyor ki…Burada nefes egzersizleri
yapıyoruz.

Yogayı da aslında diğer sporlarda olduğu gibi işin ehli, ehliyeti olan bir eğitmenle çalışmalıyız değil mi? Sakıncalı durumlar olabilir.

Tabii ki! Telefonda da soruyorum ben, önce onkoloğunuza danışın diye. Emniyetli bir şey ama tek başına yaparken dikkatli olmak gerekiyor. Bu yüzden eğitmenle çalışmak önemli.

Buradaki eğitim dışında, başka yerlerde de yoga dersi veriyor musunuz?

Evet, Bağdat Caddesi’nde Yoga Şala’da ders veriyorum, B-fit’de ders
veriyorum, ayrıca çocuk yogası veriyorum ve Acıbadem Hastanesi’nin Kadıköy şubesinde de hamile yogası dersi veriyorum. Yoganın neredeyse her türünde eğitimler veren Senem Ekin Şen’in onkolojik yoga seansına katıldım ve gerçekten çok gevşedim ve rahatladım. Dersten çıkarken bir katılımcıya da kendi yoga deneyimini sormadan edemedim.

Vaktinizi fazla almadan sizi biraz tanıyabilir miyiz?

İsmim Fügen Demirer. 49 yaşındayım. Bankacıyım. Evliyim ve 25 yaşında bir oğlum var. Dört yıl önce meme kanseri geçirdim. Bu süreçte fark ettim ki, o ana kadar iş yaşamında çok koşturan, telaşlı, her şeyin kontrolünü elinde tutmaya çalışan bir insandım. Anladım ki bunlara gerek yok, her şey yoluna giriyor. Ameliyat, radyoterapi, kemoterapiden sonra şunu fark ettim; sizi fizik olarak tedavi ediyorlar ama ruh, beden, zihin dengeniz de çok önemli. Bir arayışa girdim. Hastalık, farkındalığımı arttırmış oldu. İlk olarak nefes terapisiyle tanıştım Meme ca geçirmiş bir grubumuz var. Deneyimlerimizi paylaşıyoruz. Aynı süreci yaşamış insanlarla birlikte olmak çok önemli. Aktiviteler yapıyoruz birlikte, yine nefes terapisine birlikte gittik. Tedavilerden sonra, ilaçların yan etkisiyle şiddetli eklem ağrılarım olmuştu. Bunu yönetmek için herkes hayatımda hareketin olması gerektiğini söylüyordu ama bu ameliyattan sonra yapacağınız sporlarda kısıtlamalar olabiliyor; yüzdüm, spor salonlarından ziyade açık havada yürüdüm. Maalesef kilonun da bu hastalıkta olumsuz dönüşleri olabiliyor, onu da yönetmeye gayret ettim. Keşke daha önceden yogayla tanışsaymışım diyorum. Hareketleri yaparken durmanız gerektiğiniz noktada zaten duruyorsunuz. Eğitmenimiz Senem Hanım çok özel bir insan ve yoganın hayatıma çok olumlu geri dönüşleri var. Yogayı kesinlikle tavsiye ediyorum. Keşke hastalıktan sonra değil de daha da önce bunu bir yaşam biçimi haline getirseymişim. Beslenme ve uykunun yanı sıra meditasyon ve yoga kesinlikle yapılmalı. Gergin geldiğim günlerde bile çok farklı çıktığımı fark ediyorum. Fiziki anlamda da ruhen ve zihnen de çok faydaları var. Kanser, doğru insanla dans etmiyor. Hayat çok güzel diyorum ben.